NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
14 - (2781) حدثني
محمد بن رافع.
حدثنا أبو
النضر. حدثنا
سليمان (وهو
ابن المغيرة)
عن ثابت، عن
أنس بن مالك.
قال:
كان
منا رجل من
بني النجار.
قد قرأ البقرة
وآل عمران.
وكان يكتب
لرسول الله
صلى الله عليه
وسلم. فانطلق
هاربا حتى لحق
بأهل الكتاب.
قال فرفعوه.
قالوا: هذا قد
كان يكتب
لمحمد.
فأعجبوا به.
فما لبث أن قصم
الله عنقه
فيهم. فحفروا
له فواروه.
فأصبحت الأرض
قد نبذته على
وجهها. ثم
عادوا فحفروا
له. فواروه.
فأصبحت الأرض
قد نبذته على
وجهها. ثم
عادوا فحفروا
له. فواروه.
فأصبحت الأرض
قد نبذته على
وجهها. فتركوه
منبوذا.
[ش
(قصم الله
عنقه) أي
أهلكه. (نبذته
على وجهها) أي طرحته
على وجهها،
عبرة
للناظرين].
{14}
Bana Muhammed b. Râfi'
rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu'n-Nadr rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman
(bu zat İbni Muğîra'dır.) Sâbit'dcn, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet
etti. (Şöyle demiş):
Bizden (yâni) Benî
Neccâr'dan bir adam vardı ki, Bakara ile Âl-i İmrân Sûrelerini okumuştu. Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e katiplik yapıyordu. Derken kaçarak savuştu
gitti. Ve ehl-i kitaba katıldı. Onlar kendisini kaldırdılar: Bu adam Muhammed'e
kâtiplik yapıyordu, dediler. Ve onu beğendiler. Fakat çok geçemeden aralarında
Allah onun boynunu helak etti. Kendisine bir hendek kazarak, onu içine
gömdüler. Ama yer onu yüzüne atmış olarak sabahladı. Sonra döndüler, ona tekrar
bir çukur kazarak gömdüler. Yer yine onu yüzüne atmış olarak sabahladı. Sonra
döndüler ona tekrar bir çukur kazarak gömdüler. Fakat yer yine onu yüzüne atmış
olarak sabahladı. Nihayet onu atılmış olarak bıraktılar,
İzah:
Bu hadîsi Buhar! «Kitâbu'l-Menâkib'de
tahric etmiştir.
Onun rivayetinde, bu
adamın evvelce hıristiyan olup, sonra müslümanlığı kabul ettiği, sonra yine
hıristiyanlığa döndüğü bildirilmektedir. Hıristiyanlığa döndüğü vakit kavmine :
«Muhammed benim ona
yazdıklarımdan başka bîr şey bilmez.» dermiş. Öldüğü zaman ona derin bir kuyu
kazmışlarsa da cesedini yer kabul etmeyip, görenlere ibret olmak üzere onu
dışarı atmıştır. Küffâr bunu görünce : Bu işi Muhammed ile ashabı yapmıştır.
Onlardan kaçtığı için onun kabrini eşip, cesedini çıkardılar, diyerek onu daha
derin bir kuyuya gömmüşlerse de, cesedini yine yer kabul etmeyip yüze atmış.
Üçüncüde daha derin kazdıkları halde, yine dışarı atmış. Nihayet bunun insan
işi olmadığına kanâat getirerek, onu gömmekten vaz geçmişlerdir.